31 Ekim 2015 Cumartesi

Janome 5060DC ♥

Önce bir sürü dikiş makinesi videosu izlemiştim.
Sonra da bir ton yerli-yabancı alışveriş sitelerinin, ve makine kullanıcılarının bu makinelere verdikleri puanları incelemiştim. Dikişçi blogger yazarlarının biricik makineleriyle ilgili yazılarını okumuştum ve hatta blogları okuya okuya etkileşim amaçlı ben de bu blogu oluşturma gereği duydum, demiştim.

Şimdi diyorum ki sıra bende, aylardır kullandığım, şu dikiş makinesi hakkında biraz konuşayım. (Yani bu yazıyı yazabilmek için kendisini aylardır kullanmam gerektiğine inandım hep, nedense ki bayağıdır bloğu boşladığımı fark ettim ama boş oturmadım kesinlikle. Bir heves değil bir tutku oldu bu hobi ♥)

Kendisi Janome 5060DC olup, Unkapanı Sevmak'tan alınmadır. İnternet üzerinden, görmeden tutmadan alma taraftarı olmadığımdan, gidip tartıp biçip yerinden aldım. Sevmak'a gittim, makineyi denemek istediğimi belirttim onlarda bir iki sokak ötede yeri bulunan, Janome'nin Türkiye distribütörü Demirbilek'e yönlendirdiler. Orada bir dikiş hocası yardımıyla aklımda olan bütün modelleri yakından inceleme fırsatım oldu. Çift iğne dikişine kadar konuştuk. (Aslında bu da bir yanılgıymış çift iğne dikişi değil çift iğne varmış, ve pratikte neredeyse tüm makineler universal çift iğne ile çift iğne dikişi yapabilirmiş yani bu makinenin özelliklerinde yazmıyor diye paniklememeliymişiz :-) ). Ve 5060DCyle ilk görüşte aşk yaşadım diyebilirim. 

İki yıl garantisi var ama inş gerek duymam buna.İlk yazıma da bakacak olursanız, hep derdim tasam, (tabi ki bunlar hep deneyimsiz olmaktan kaynaklanıyor), dikiş makinesinin sesiydi. Sanayi tipi makineler benim için hala bir ön yargı ama tabi ki diktikçe aslında kaliteli dikiş için daha ciddi makinelere sahip olmamız gerektiğini kavramaya başladım. Sanayiler canavar olur dedim, dünya ses çıkarır, mekanikler de gürültücü oğlanlar gibi gözüküyor videolar da, en iyisi mi yeni nesil elektronik-bilgisayarlılardan alalım dedim.

Ve en iyi kararı verdiğimi düşünüyorum yeni dikiş çekirgesi olarak. Çünkü bu yeni nesil makineler hem kullanıcı dostu hem de gerçekten çok becerikliler  ♥ 






Makinem yazı yazmıyor ama bir çok farklı dikiş türüne sahip. Zaten çoğunu kullanmıyorum. Zig zag ve düz dikiş işimi görüyor, bazen imza amaçlı dekoratiflerden de denediklerim de oldu, oldukça hoş şekiller var. (yaprak, kalp,dikiş makası, dikiş makarası gibi). Sesi çok iyi geldi bana. Terapi gibi. Bağımlısı mı oldum ne. Üç farklı hız modu geçişleri arasında, birinci ve ikinci de yanınızda bir bebek bile uyuyabilir bence. En hızlı olan mod artık ses çıkarıyor ama o da en hızlı mod olduğu için sesi dinlemeye pek vaktiniz olmadan işiniz bitmiş oluyor ♥. 

Otomatik iplik kesicisi tuşu var. Ama dikkat bu noktada uyarmam gerek; iplik kalınsa otomatik iplik kesicisini kullanmayın. İpliğiniz gutermanse sorunsuz kullanabilirsiniz.  Kalın ipler için zaten klasik arka kısımda elle ipliği tutup kesebileceğiniz jiletimsi yer var.

İlk başlarda acemiliğin de vermiş olduğu heyecanla hiç dikiş pedalını kullanmıyordum. Hatta bu makineyi alırken pedalsız çalışma olanağı sağlayan START/STOP tuşunun olması benim için belirleyici özelliklerdendi. Acemi olduğumdan pedalin bana zor geleceğini düşünüyordum. Ama sonradan pedalin işi gerçekten de kolaylaştırdığını farkettim, bi kere elleriniz size kalıyor, ayağınız yönlendirme işini alıyor, paralel süreç işliyor yani, ama bunu yaşamadan nerden bileyim. Yeni alacaklara önerim, start/stop hiç önemli bir özellik değil yani.

İplik sağlamlaştırma tuşu var. 



Kullanıcı dostu led ekranı var. Başlarda hevesle heyecanla bi sürü farklı tür kumaş denedim. Ama şurda aklınızda olsun, kumaş esnek ve tüylü bir şeyse dikiş ayağının altındaki tırtıklı taban kumaş yemeye başlayabilir, paniklemeyin, makine kendisi stop ediyor, error koduna geçiyor. Makineyi kapatıp, dikkatlice iplik sökücü aletinizle iplikleri sökün. Eğer kumaşın hala içerde olduğunu düşünüyorsanız, kumaşı kurtaramadıysanız, makineyle gelen vida var, o dikdörtgen alanı sökün kumaşı alın, korkmayın hemen servislik tamirlik sanmayın, gerektiği zaman makineyi yağlamamız da gerekecek sanırım orayı açıp, ama ben daha hiç yağlamayı denemedim.


Uzatma tablosu makinenin yanında geliyor. Aynı uzatma tablası meselesi için Brother markasıyla görüştüğümde 200 TL gibi ekstra bir ücret ödemem gerektiğini öğrenmiştim. Janome'nin bu modelinde tablanın ücretsiz gelmesi artı bir puan. Uzatma tablası küçük çaplı, barbie bebek elbisesi, cüzdan, çanta, tablet kılıfı gibi ufak yapılarda çok yardımcı oluyor bence. Makinenin bütün özelliklerine Sevmak'ın sitesinden ulaşabilirsiniz. Janome 5060DC Link 

1 Temmuz 2015 Çarşamba

The Age of Adaline'daki Adaline'nın Kıyafetleri

Bir kadın düşünün hep 29 yaşında.. Her kadının hayali bu olsa gerek, ama lanet mi, lütuf mu orası filmde saklı. Tabi ki filmi (2015) kritize etmicem, direk konuya gelelim, başroldeki hanım kızın (Blake Lively), hanım hanımcık kıyafetlerine bayıldım, ayıldım.

Biraz araştırınca ilgili medya dünyası da bayılmış, ayılmış.
Meğer kızımızı Gucci'den giydirmişler, öeeh bi zahmet bayılın der gibi, tabi ki Lively'nin vücut ölçüleri de ayrı ayrı ellerimden öperler.

Böylece Gucci'nin 2013 Pre-Fall (Sonbahar, Kıştan Öncesi, Mevsimlik) koleksiyonuna göz atmak nasip oldu. Bu ünlü modacıların, tesettürlülere en uygun koleksiyonları da ya Pre-Fall ya da Winter olacak herhalde, başka çaresi yok :-D Koleksiyonun bütününü görmek için bakınız : Gucci Pre-Fall 2013






Şu haki rengine zaten hastayım, Gucci tasarımcıları yeni bir şey icat etmemiş aslında :-P , çok klasik gibi gözükse de şu eteğin ritmi akıyor, gidiyor.



 Yukarda soldaki iki kaban modelini gözüm çok pis ısırıyor. Sanırım Armine'de ya da Armağan'da görmüş hatta denemiş olabilirim ve hatları çok bariz belli ettiği için vazgeçmiş olabilirim, olmayadabilirim.

Koleksiyonda bordo, haki, gri, siyah renkleri kullanılmış. Beğendim, alkışladım. Şak şak :0)
Bakıp bakıp durcam galiba Gucci Pre-Fall 2013

24 Haziran 2015 Çarşamba

Yeni Başlayanlar İçin : Dikiş Makinesi Sorunsalı

Sadece düğme dikmiş biri, bir dikiş makinasından ne kadar anlayabilir?

Tabi ki yüzde sıfır


Artık ben de bir dikiş makinesi alayım dedim ve dikiş üzerine yazan çok güzel bloglara daldım bir anda. Etkileşimlerde bulunabilmek adına hemen blog açtım, bi yerden başlamak lazım.


Herkes makinesini almış, yıllardır çalışıyor. Kimisi çok memnun, kimisi keşke şunu alaydım daha iyi olurdu diyor. Kimisi nasip kısmet bu işler diyor.


Benim annemde eski dericilerden, dolayısıyla "anne hangisini alayım?" diye sorunca, zaman değişti, çok farklı makinalar var diyor. Tabi ki kendisi geçmişte deri diktiği için ev tipi makinaları işe yaramaz olarak görüyor. Fakat itiraf etmeden de geçemiyor, "yazı yazanları varmış, bilgisayarlı.." :-)


Benim için önemli olan, hep söylüyorum, sessiz olması.

Dikişe bu kadar "geç" merak salmamda en büyük etken tabi ki, annemin ev tipi Brother makinasının sesi. Kocaman bir atölyedeymişiz gibi çok ses yapıyor ve annem çalışırken yanına gitmek bir işkence. Makine başındaki için nasıl bir duygudur kim bilir.. Ama belki de sevince katlanıyorsun herbirşeyine.

Yeni başlayanlar için makinayı ne amaçla kullanacaklarını soruyorlar bir de, fit oluyorum, tabi ki dikmek için :-), daha hiç bir şey dikmemiş biri neyi dikeceğini nerden bilebilir?


1-) Sessiz olsun.


     En sessiz makina çalışmayan makine mi gerçekten :-(


2-) Her türlü kumaşı kolaylıkla dikebilsin.


     Yani bende tutup bir anda yorgan dikmeyi düşünmüyorum. Bi bakmışssın deri ceket, yorgan dikiyorum, desem de inanma.


3-) Yazı yazsın.


     Yani sonuçta diktiğim şeylerin kenarına imza tarzı ismimi yazıyım nolcak, ne kaybederim. :-P


4-) Overlock ayağı olsun.


      Böyle bir şeyler duydum. Overlock makinası gibi olmasada kaliteli sürfileler yapan makinalar varmış. 


Bu gibi şeyler. Ben bu yazıyı buraya yazıyım da gün gelip okuyunca vah gülüm, sen nerde yaşıyon gibi kendime hayıflanmalar yapıyım.


Bir de sormam gereken en önemli sorular: (dersini iyi çalışmış gibi yaz kızım)

  • Dakikada geçtiği iğne vuruşuymuş.
  • Kaç adımda ilik açıyor oluşuymuş.